
Yüzleşme
13 Mayıs-26 Kasım 2017 tarihleri arasında düzenlenen Venedik Bienali 57. Sanat Bienali’nin paralelinde GAA Vakfı tarafından organize edilen Venice Design 2017 Ali Bakova, Argun Dağçınar, Aykut Erol, Can Yalman, Demirden/ilio, İzlem Akman, Neslihan Işık, Serhan Gürkan ve Yiğit Yazıcı’dan oluşan True Treu tasarım kolektifine de ev sahipliği yaptı.
Demirden’in ürün tasarım stüdyosu ilio, sergiye “Yüzleşme” adlı ürün tasarımıyla katıldı.

Bütünleşen dünya vurgusuyla, sınırların öneminin azalacağına dair umutlanırken, bir yandan kontrolsüzce artan daha fazla sınır ve daha çok filtreyle karşı karşıyayız. Bildiğimiz, fiziksel anlamda uluslararası sınırlardan değil sadece; mecazi anlamıyla, ideolojik, sosyo-kültürel, siyasal ve ekonomik ayrım çizgilerinden de söz ediyoruz. Bizi ayıran bu çizgileri çekerken artık “öteki”ye karşı daha tahammülsüzüz. İktidarımız ve tüm gücümüzle, yabancı olanı, zorunlu yola düşenleri görmüyor, yok sayıyor
ve reddediyoruz.
Sınırın, hariç tutma ve dışlama kapasitesine tek taraflı odaklanmışken; kimliğin, hafızanın, yaşamın sınırlarının nereden geçtiğini gözlemleyebiliyor muyuz? Peki, sınırın dışladığı veya tabakalaştırdığı, arkasında bıraktığının kim olduğunun ayrımına varabiliyor muyuz?
Coğrafyalar bir yandan birbirine karışıp da yeni renkler, yeni dokular doğarken, ya da doğacakken; bu devinimi kesintiye uğratan bir filtre giriyor araya. Soğuk, mekanik ve endüstriyel, her yeri aynılaştıran; dünyanın öbür ucunda bile karşımıza çıkan, aynı duvar bu. Ya da bazen sadece tek yöne açılan bir kapı… Sınırdakiler için bu öğeler birer hafıza mekânı ama içinde barındırdığı duyguların temsil ettiği anlam, dünyanın her
yerinde aynı!
Fiziki sınırların getirdiği sorunların tam odağındayken, sınırsız bir dünya düşlemek ve bunun için çaba göstermek yalnızca bir ütopya değil, geleceğe daha fazla umut taşımak adına bir yol da olabilir. İki zıt kutup arasında sınırın kalkmasıyla, içerisi ve dışarının ayrımı yok olur, bu ayrım olmadıkça ihlal de yok. Arkada bırakılanlar, özlem duyulanlar, geri dönüp bakmayı bile sadece umut edebildiğimiz bir yangın yeri olmaktan çıkar.


Bu yerleştirme doğayı kendine bırakırsak ortaya çıkacak ahengi gözler öne seriyor. Sınırsız bir yeryüzü tasavvuruyla ortak yaşam arzusunun önüne çıkan engelleri yataylaştırıyor. Yeryüzüne ait olanı ön plana çıkarıyor, hafızada kalanları ise başlangıç noktasına yerleştiriyor, hatırlamak istediğimizde dönüp kendi yansımamıza bakacağımız bir düzlem olarak.
Proje: Yüzleşme
Yıl: 2017
Kapsam: Ürün Tasarımı
Fotoğraf: ilio